İçerik
Otomobil teknolojilerinin hızla geliştiği günümüzde dahi ismini duyduğumuzda tarihin tozlu sayfalarından silüetleri fırlayan ve yüzümüzü gülümseten birçok klasik otomobil var. Modern otomotiv dünyası 2. yüzyılını yaşarken, bu klasik araba modelleri hem otomobil kültürümüzü hem de performans anlayışımızı derinden etkileyen ve değiştiren efsaneler olmaya devam ediyor. Peki, otomotiv tarihine adını altın harflerle yazdıran ve günümüzde hâlâ popülerliğini korumayı başaran klasik modeller neler? Bu yazımızda, klasik spor araba modellerinden efsanevi 4×4’lere kadar birçok aracı yakından inceleyecek ve tüm zamanların en sevilen 20 klasik otomobilini keşfedeceğiz. Hazırsanız, başalayalım!
En Popüler 20 Klasik Otomobil
- Mercedes-Benz 300SL Gullwing
- Jaguar E-Type
- Ferrari 250 GTO
- Chevrolet El Camino SS
- Jaguar XKSS
- Chevrolet Bel Air
- Ford Mustang Shelby GT500
- Volkswagen Beetle
- Porsche 911
- Cadillac Eldorado
- Lamborghini Miura
- Ferrari 275 GTB
- Chevrolet Corvette
- Aston Martin DB5
- Ford Thunderbird
- Plymouth Superbird
- Land Rover 1948
- Chevrolet Impala
- Ford Bronco Wagon
- Dodge Charger
Yüzyılın Spor Otomobili: Mercedes-Benz 300SL Gullwing
Listemize tüm zamanların en sevilen klasik spor otomobillerinden biri olan Mercedes-Benz 300SL Gullwing ile başlıyoruz. 1954 yılında New York’taki Uluslararası Motor Sporları Fuarı’nda tanıtılan ve 3 senede toplam 1400 adet üretilen bu zamansız klasik; üstten menteşeli, yukarı doğru açılan kapıları sayesinde popüler “martı kanadı” lakabını kazandı ve adını günümüze kadar taşımayı başardı.
İkonik martı kanadı kapıları, güçlü 6 silindirli motoru ve aerodinamik tasarımı ile 50’li yıllarda Mercedes’in gözdelerindendi ve özellikle Amerika’da kendine azımsanamayacak bir hayran kitlesi edindi. Öyle ki üretim bandından inmesinin ardından geçen 50 yıla rağmen hâlâ Amerika’da en çok sevilen klasik araba modellerinden biri. Ayrıca, Mercedes-Benz 300SL Gullwing, 1999 yılında “yüzyılın spor otomobili” ünvanına layık görüldü ve on yıllara meydan okuyan tarihini geleceğe taşıyacağını da bir kez daha gösterdi.
Tüm Zamanların En İyi Otomobili: Jaguar E-Type
2008 yılında The Daily Telegraph tarafından “Tüm Zamanların En İyi 100 Otomobili” listesinde 1. seçilen Jaguar E-Type, “klasik araba” denince akla ilk gelen modellerden biri. Üstelik bizzat İngiliz araba markası Jaguar’a göre de İngilizlerin bu zamana kadar en çok iftihar ve onur duyduğu model. Zaten klasik araba modelleri konusunda yıllara meydan okuyan Jaguar için bile E-Type’ın yeri başka!
1961-1975 yılları arasında coupe ve cabrio gövde tipleri ile üretilen model, döneminin lüks spor otomobilleri arasında başı çekiyordu. Bağımsız ön ve arka süspansiyonları, disk frenleri ve üniter yapısı ile rakipleri arasından hızla sıyrılan Jaguar E-Type, 240 km/h maksimum hızı ve 0-100 km hızlanmasını 7 saniyeden kısa sürede tamamlaması ile de öne çıkıyordu. 2021 yılında ise modelin 60. yılına özel olarak Jaguar Classic uzmanları tarafından yeniden canlandırılan E-Type; “77RW” modelinden esinlenen altı adet Jaguar E-TYPE 60 Edition Roadster ve “9600HP” modelinden ilham alan altı adet Jaguar E-TYPE 60 Edition ile yeniden karşımıza çıktı.
“Tüm zamanların en ateşli otomobili” seçilen Ferrari 250 GTO, 1962 yılında ilk kez FIA Group 3 kategorisi için üretilmeye başlandığında henüz bir ismi dahi yoktu; ancak ona en çok yakışan lakaplarından biri olan “Il Mostro (Canavar)” ismi ile anılıyordu. Günümüzde dünyanın en ünlü klasik araba modellerinden biri olduğu ve 60’lı-70’li yıllarda birçok spor otomobile ilham kaynağı olduğu için biz onun silüetine aşina olsak da Ferrari 250 GTO’ya bu lakabı getiren döneminde ilginç bulunan 2 kapılı coupe tasarımı.
Pist yarışlarında, rallilerde, dayanıklılık yarışlarında ve tırmanışlarda kendini kanıtlayan model, 2014 yılında çıktığı müzayedede 38,1 milyon dolara satılarak “müzayedede satılan dünyanın en pahalı otomobili” ünvanına sahip oldu; tam 4 yıl sonra ise bu rekoru 48,4 milyon dolara satılan bir diğer Ferrari 250 GTO yeniden kırdı ve “müzayedede satılan dünyanın en pahalı otomobili” ünvanını korumayı başardı: Ta ki 142 milyon dolara satılan Mercedes 300 SLR Uhlenhaut Coupe (1955) müzayede sahnesine çıkana dek!
Bir Amerikan Klasiği: Chevrolet El Camino SS
Klasik araba modelleri dendiğinde, hepimizin aklına station wagon/coupe karışımı agresif modeller gelir: İşte bu modellerin birçoğuna ilham kaynağı olan model ünlü Chevrolet El Camino SS’in ta kendisi. Birçok Amerikan filminin de yakışıklı yıldızı olan El Camino SS, üretiminin başladığı 1959 yılında dahi çok sevilen özgün silüeti ile yıllara meydan okuyacağının sinyallerini veriyordu.
Kısa sürede ününü dünyaya duyuran model, Chevrolet’in de vazgeçilmezleri arasında yerini aldı ve marka, El Camino SS’i güçlü motorlar ve modern teknolojiler ile donatarak 1987 yılına kadar taşımayı başardı. Son üretiminin üzerinden neredeyse 40 yıl geçmesine rağmen El Camino SS hâlâ ünlü filmlerden nostaljik kliplere kadar birçok alanda karşımıza çıkmaya ve zihnimizdeki klasik araba modelleri görüntüsünde kendine yer bulmaya devam ediyor.
Koleksiyonerlerin Gözdesi: Jaguar XKSS
Klasik araba tutkunları, Jaguar XKSS’i uzaktan da olsa tanır. Ancak, maalesef birçoğumuzun bu modele dair anısı oldukça kısıtlı ve bu çarpıcı modeli yalnızca müzelerde görebilme imkanına sahibiz. Jaguar XKSS’i koleksiyonerlerin gözdesi haline getiren de tam olarak bu: XKSS, Jaguar’ın en ünlü klasik araba modellerinden biri olmasına rağmen dünyada yalnızca 16 adet bulunuyor ve bu nadir modeli görmek için bir klasik otomobil müzesini ya da bir multimilyarderin koleksiyonunu ziyaret etmek şart!
Jaguar XKSS esasında Jaguar’ın klasik spor otomobili Jaguar D-Type’ın yol versiyonu olarak 1957 yılında üretilen bir model. Jaguar, D-Type’ın popülaritesini 25 şanslı otomobil sever ile buluşturmayı hedeflese de Browns Lane Fabrikası’nda çıkan bir yangın 9 adet XKSS’in yanmasına neden oldu. Marka, 2016 yılında dokuz “devam” XKSS reprodüksiyonundan oluşan küçük bir üretim serisinin çıkacağını ve bu serinin tamamen orjinaline sadık kalınarak el işçiliği ile üretileceğini duyurdu; ancak, projenin akıbeti ya da modellerin sahipleri bilinmiyor.
70’li Yılların Banliyö Yıldızı: Chevrolet Bel Air
“Klasik araba modelleri” genelde ünlü yarış arabaları ve sınırlı sayıda üretilen lüks otomobilleri anımsatır. Ancak, Chevrolet Bel Air her iki tanımın da dışında! 1950-1975 yılları arasında General Motors’un Chevrolet bölümü tarafından üretilen Bel Air, 7 farklı V8 ve bir 6 silindir motora sahipti ve 181 km/h hıza ulaşan bir yol otomobili olarak oldukça ilgi çekiyordu. Yine de Chevrolet’in en başarılı modellerini piyasaya sürdüğü 50’li-60’lı yıllarda Bel Air, yıllara meydan okuyacak popüler bir model olmaktan uzaktı.
Chevrolet Bel Air, klasik araba modelleri arasındaki yerini ve popülaritesini ancak 70’li yıllarda kazanabildi; hem de ultra lüks ya da çok güçlü bir otomobil olarak değil, Amerikan banliyö kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak! 70’li yıllarda orta sınıf Amerikan ailelerinin gözdesi haline gelen renkli Bel Air modelleri, kısa sürede Amerikan banliyö hayatının ve tv yapımlarının vazgeçilmez birer parçası haline geldi. Bugün hâlâ Amerikan yapımı dizilerde klasik Bel Air modellerini görmek mümkün.
The Cobra: Ford Mustang Shelby GT500
Mustang Shelby 1965 yılında GT350 modeli ile üretilmeye başlandığında, odağı tamamen yüksek performans ve tasarımdı. Ancak, 1967 yılında Shelby ailesine GT500’ün de katılmasıyla yalnızca kaslı bir Amerikan arabası olmaktan çıktı ve konforlu bir seyahat arkadaşı haline de geldi; tabii ki performans ve tasarımdan ödün vermeden.
7 litrelik V8 motor ile donatılan 1967 model Mustang Shelby GT500, 360 ps gücü ve 569 nm tork üretimi ile bir aile arabasından beklenen performansın çok üzerindeydi. Ayrıca, Mustang’in kaslı görünümünü de koruyan ve “cobra” çıkartmaları ile oldukça agresif bir silüete sahip olan model, fiberglas detayları ile de dikkat çekiyordu: Kaput, kuyruk lambası paneli ve bagaj kapağı bu parçalardan yalnızca birkaçı. Modelin bir diğer bilinen ismi Cobra ise çıkartmaları nedeniyle bir lakap olarak akıllara kazınmasının ardından 1968 yılında Ford tarafından da kullanılmaya başlandı ve modelin adı Shelby Cobra GT500 oldu.
Sevgili Vosvosumuz: Volkswagen Beetle
Klasik araba modelleri dendiğinde birçoğumuzun aklına vosvos gelmiyor olabilir; ancak, şüphesiz ki bu durumun nedeni Beetle’ı günümüzde dahi orjinaline sadık kalan tasarımı ile yollarda görmeye alışık olmamız. Oysa vosvos, 1938 yılında üretimi başlayan, 70’li yıllar Avrupa’sının simgelerinden sayılan ve dünyanın her yerinde fan kulüpleri bulunan, unutulmaz bir klasik!
Béla Barényi isimli, 18 yaşındaki bir öğrencinin şasi çizimi üzerine kurulan ve Ferdinand Porsche imzası taşıyan Beetle’a hepimiz aşina olsak da inişli çıkışlı tarihini ve savaş alanlarından barışın simgesi haline gelmesini sağlayan olaylar silsilesini bilen pek yok. Dilerseniz, Volkswagen Beetle Hakkında Tüm Merak Edilenler yazımıza göz atarak, vosvos tarihinde kısa bir gezintiye çıkabilirsiniz.
Neredeyse Mükemmel Bir Klasik: Porsche 911
Porsche’nin en ünlü klasik spor otomobili olan Porsche 911 de Ferdinand Porsche imzası taşıyan bir diğer model; yuvarlak hatları, eğimli tavan çizgisi ve yumuşak silüeti de VW Beetle ile olan benzerliğini yansıtıyor. Ayrıca gerek tasarım detayları gerekse pist başarıları sayesinde ödül üstüne ödül toplayan bu klasik, günümüzde de klasik spor otomobiller arasında zirvedeki yerini korumayı başarıyor.
Porsche 911 yola 1963 yılında; arkaya monte edilmiş, hava soğutmalı, 6 silindirli 1991cc hacminde, güçlü bir boxer motorla çıktı ve 0-100 km hızlanmasını yaklaşık 11 saniyede tamamlıyordu; ancak, hem fabrika hem de yarış takımları tarafından sürekli geliştirilerek birçok ralli, pist yarışı ve dayanıklılık yarışında boy gösterdi ve uzun yıllar boyunca “tüm zamanların en başarılı yarış aracı” olarak anılmaya devam etti.
Amerikan Filmlerinin Aranan Yüzü: Cadillac Eldorado
Dönemin Amerikan filmlerinde ünlü yıldızları dahi gölgede bırakan Cadillac Eldorado, farklı kabartma, kaplama ve silüetler ile birçok kez karşınıza çıkmıştır. Amerikan otomobil kültürünün en ikonik modellerinden biri olan Eldorado, ilk kez üretilmeye başlandığı 1952 yılında bile ultra lüks ve konforlu bir otomobil olarak göz alıyordu ve dönemin Cadillac modelleri arasında da zirveye oturdu.
2002 yılına kadar üretime devam eden ve aramıza 12. nesli ile veda eden Cadillac Eldorado, birçok gövde değişikliği ve makyajdan geçti; ancak, 1. nesli (1953) ve 2. nesli (1954-1956) hâlâ klasik araba severler için en gözde modeller!
İlk Süper Otomobil: Lamborghini Miura
1966 yılında Ferrari’ye meydan okumak için tasarlanan Lamborghini Miura, döneminin ilerisindeki donanımları ve güçlü motoru ile yıllara meydan okuyan klasik arabalar arasında da yerini aldı. Çoğu zaman “dünyanın ilk süper otomobili” olarak anılan model, aynı zamanda “motoru ortaya yerleştirilmiş ilk seri üretim araç” olma özelliği ile de biliniyor.
Güçlü V12 motoru, üstün performansı ve agresif karbüratör sesi ile hayran bırakan model hiçbir yarışa katılmadı; ancak özgün tasarımı ve canlı renkleri ile otomobil severlerin gözdeleri arasında yerini aldı. Üstelik üretimi bittikten sonra dahi efsanevi statüsünü korumayı başardı ve hâlâ hem klasik spor araba tutkunları hem de koleksiyonerler için vazgeçilmez bir parça.
Bir İtalyan Klasiği: Ferrari 275 GTB
Tüm zamanların en iyi Ferrari modellerinden biri sayılan 275 GTB; yalnızca Ferrari’nin değil, dünyanın spor otomobil kültürünü de derinden etkileyen ve değiştiren bir model. 3,3 litrelik V12 motorunun 300 hp beygir gücü ve 258 km/h hıza ulaşabilmesi, dönemi için oldukça tatmin ediciydi. Ancak, Ferrari 275 GTB asıl ününü, beş vitesli manuel şanzımanı ile Ferrari tarihinde bir ilk olan her tekerlek için bağımsız süspansiyonu sayesinde sunduğu eşsiz sürüş keyfine ve İtalyan spor arabalarına ilham kaynağı olan tasarımına borçlu.
Pininfarina tarafından tasarlanan klasik alaşım gövdesi ve şık kıvrımları ile beğeni toplayan model, 1964-1966 yılları arasında “short-nose”, 1966-1968 yılları arasında ise 2. nesli olan “long-nose” versiyonu ile üretildi. Ferrari’nin bu değişiklikteki asıl amacı, ön kaportanın alçaltılıp uzatılması ve ön hava girişinin boyutunun küçültülmesi sayesinde yüksek hızlarda daha iyi bir denge ve performans sunabilmekti; ancak, 2. Nesil 275 GTB uzun burnu ile de oldukça beğenildi.
Bir Chevy Klasiği: Chevrolet Corvette
Klasik araba modelleri denince akla ilk gelen modellerden biri şüphesiz ki Chevy Corvette; hele ki 1963-67 yılları arasında üretilen 2. nesli. Sports Car Market’in yayıncısı Keith Martin’e göre, 2. nesil “şimdiye kadar yapılmış en ikonik Amerikan arabası”. Söz konusu klasik arabalar olduğunda birçok ikonik Amerikan arabası birincilik için yarışsa da Chevy Corvette’in sıralamanın ilk 3’ünde yer alacağı kesin!
Güçlü motor seçenekleri ile zamanının en iyi spor arabalarından biri olan 1963 model Chevrolet Corvette; Le Mans, Daytona gibi yarışlar için de birtakım değişiklikler geçirdi ve çok daha hafif gövdeli, güçlü motorlu versiyonları ile pistlerde boy gösterdi. Ancak, seri üretim hali dahi 250 hp’den 360 hp’ye varan bir dizi güçlü motor seçeneğine sahipti ve döneminde otoyolların en hızlı modellerinden biri olarak göz kamaştırıyordu.
James Bond’un Gözdesi: Aston Martin DB5
Hepimizin bildiği gibi klasik araba modelleri konusunda James Bond filmleri âdeta bir görsel şölendir. Ancak, bu modellerden bir tanesi var ki James Bond’un bile favorisi: Evet, kendisi Aston Martin DB5! İlk kez 1964 yapımı “Goldfinger” filminde karşımıza çıkan DB5, Bond filmlerinde en çok rol alan otomobil oldu ve tabii ki dünyanın en ünlü arabalarından da biri.
Tasarımı ve genel görüntüsü selefi Aston Martin DB4’e çok benzese de DB5’in asıl değişimi ve marifeti kaputunun altında gizli. İtalyan tasarımcı Carrozzeria Touring Superleggera imzası taşıyan bu etkileyici model; 4 litrelik tamamen alüminyum motor, ZF beş vitesli şanzıman ve üçlü SU karbüratör yenilikleri ile selefini gölgede bırakmayı başararak lüks ve gösterişli bir otomobil olmanın yanı sıra performans konusunda da iddiasını güçlendirdi. Üstelik günümüzde de en ünlü Aston Martin modeli olmayı sürdürüyor.
Namıdiğer T-Bird: Ford Thunderbird
50 yılı aşkın tarihi ile Ford Thunderbird birçok değişiklik ve makyaj geçirdi; ancak özellikle 1970 ve 1971 modelleri unutulmaz klasik arabalar arasında yer edinmeyi başardı. 360 hp gücündeki 7000 cc’lik V8 motor ile özdeşleşen T-Bird, Ford klasik araba modellerinin neredeyse tüm öne çıkan özelliklerini bünyesinde toplamakla kalmadı; lüks detaylar ve yenilikçi bir tasarım ile de birleştirdi.
Ford Thunderbird dendiğinde akla ilk gelen ikonik ızgara tasarımı olsa da günümüzde hâlâ en beğenilen yanı şüphesiz ki konsol ve iç kabin tasarımı. Detaylı el işçiliği, ön konsol ile müthiş bir uyum içinde olan deri döşemeleri ve lüks detayları ile Ford Thunderbird, klasik araba tutkunları için içi orjinaline sadık kalınarak korunmuş olarak bulunduğunda kaçırılmayacak bir model!
Değeri Geç Anlaşılan Bir Klasik: Plymouth Superbird
Eğer Plymouth Superbird’ü hâlihazırda biliyorsanız, yalnızca sesi dahi bir efsane haline gelen bu zamansız klasik arabanın üretildiği dönemde rağbet görmemesi sizi şaşırtabilir: Öyle ki Superbird modellerinin birçoğu yıllarca vitrinlerde tozlandı. Nedeni ise modelin ayırt edici silüetinin üretildiği dönemde beğenilmemesi ve “çirkin ördek yavrusu” muamelesi görmesi.
Zaten NASCAR şampiyonluğu için tasarımdan öte maksimum aerodinamik ve performans odağı ile geliştirilen Superbird, Plymouth için de satışa sunulması beklenen bir model değildi. Ancak, 1968’de NASCAR düzenlemeleri, üreticilerin halk için aynı arabadan en az 500 adet üretmesini gerektiriyordu; yani Superbird’ün NASCAR’da yarışabilmesi için senelerce satılmayacak dahi olsa üretilmesi şarttı. Ancak, tabii ki halk için üretilen 1935 adetin satılamaması üzerine Superbird üretimleri de durduruldu. Eğer bu düzenleme olmasaydı, muhtemelen tek Superbird örneği Plymouth’un yıldız NASCAR sürücüsü Richard Petty’nin kullandığı versiyon olacaktı ve bu klasik spor otomobilden mahrum kalacaktık.
Rover Company’nin Diriliş Modeli: Land Rover 1948
Günümüzde zorlu arazilerden otoyollara kadar her yerde önümüze çıkan Land Rover modellerinin atası; “Seri Land Rover 1” olarak da bilinen, Rover Company üretimi “Land Rover” isimli bu SUV. Üstelik bu model, 2. Dünya Savaşı sırasında fabrikası bombalanan ve hem üretim hem de ham madde konusunda ciddi sıkıntılar çeken Rover Company’nin de diriliş modeli.
Rover’ın baş tasarımcısı Maurice Wilks’in “savaşta kullanılan Jeep Willys’e benzer bir konsepte sahip, ancak tarım ve hafif sanayide kullanılabilecek, tamamen alüminyum alaşımlı bir araç üretme” fikri doğrultusunda üretimi başlanan model, beklenenden çok daha yüksek bir başarı elde etti ve sonrasında üretilen birçok SUV modeline ilham kaynağı oldu. “İlk seri üretim dört tekerlekten çekişli araba” modeli olan Land Rover 1, dönemin savaş kahramanı sayılan Willys’e benzerliği ile de dikkat çekiyordu. Öyle ki zamanla alüminyum alaşımlı gövde, geleneksel çelik gövdeden daha pahalı olsa bile Seri Land Rover’lar orjinale sadık kalınarak üretilmeye devam etti.
Bir Antilobun Çevikliği: Chevrolet İmpala
Ünü döneminin çok ötesine taşan ve otomotiv tarihinde âdeta bir köprü görevi üstlenen bir diğer klasik araba modeli ise Chevrolet Impala! Popüler tv dizi Supernatural izleyen herkesin görür görmez tanıyacağı bu eşsiz model, tam 10 nesil boyunca üretilmesine rağmen özellikle Bel Air etkilerinin açıkça belli olduğu ilk nesli (1958) ve satış rekorları kıran 4. nesli (1965-1970) ile gönüllerde taht kurmayı başardı.
Hem tasarımı hem de güçlü motorları ile otomobil tutkunlarını cezbeden Impala, 1958 yılında Chevrolet’nin X-çerçeve tasarımı üzerine Harley Earl tarafından inşa edildi ve uzun arka güvertisi, yere yakın zarif gövdesi ve ikonik 3’lü arka farları ile kısa sürede Chevrolet’yi çok satanlar listelerine taşıdı. 1965 yılında ise 4. nesli ile X-çerçeveyi terk eden ve daha kavisli bir görünüme kavuşan Impala, “klasik Impala” dendiğinde zihinlerde canlanan ikonik görüntüsüne ulaştı. Performans odağını da nesiller boyunca koruyan model, özellikle 426 hp beygir gücündeki Mark IV V8 motoru ile çok beğenildi ve hem döneminin en çok satan modellerinden olmayı hem de şanını 21. yüzyıla kadar taşımayı başardı.
Arazi Klasiklerinden: Ford Bronco Wagon
Seri üretilen ilk 4×4 klasiklerinden biri olan Ford Bronco Wagon, piyasaya çıktığı 1966 yılında hem köşeli tasarımı hem de çok amaçlı kullanım ve kişiselleştirme imkanları sayesinde büyük bir ilgi ile karşılandı. Ayrıca, özgün tasarımı ile 60’lı yıllara kadar arazi araçlarında süregelen Jeep Willys etkilerini de bir nebze kırarak âdeta yeni bir çağ başlattı.
1966 model Ford Bronco, wagon gövde tipinin yanı sıra roadster versiyonuna da sahipti; ancak, söz konusu markanın iddia ettiği gibi “çok amaçlı kullanım” olduğunda Bronco Wagon bir adım önde olmayı başardı ve klasikler arasında kendine güçlü bir yer edindi. Öyle ki Ford Bronco Wagon’ın hem tavan hem de yan parçaları çıkartılabiliyor ve model sahip olduğu onlarca farklı silüet ile sürücülerini oldukça tatmin ediyordu: Toplam 4 farklı paket ve kişiselleştirilebilir opsiyonel donanımları da cabası!
Bir NASCAR Yıldızı: Dodge Charger
Agresif ön ucu, keskin tavan çizgisi ve net hatları ile kendine özgü stilini ilk andan itibaren ortaya koyan Dodge Charger da “klasik araba modelleri” söz konusu olduğunda es geçmenin mümkün olmadığı bir yıldız. Üstelik yalnızca ikonik tasarımı ile değil, güçlü motor seçenekleri ve kendini peş peşe kanıtladığı Amerikan otomobil yarışları ile de efsaneler arasında!
Günümüzde nostalji ve klasik spor otomobillere olan tutku ile özdeşleşmiş olmasının yanı sıra döneminde de Charger, NASCAR’daki performansı sayesinde saygı gören ve kendi hayran kitlesini oluşturmayı başaran bir modeldi. Yıllar geçtikçe başarılarına başarı ekleyen, popüler kültürde kendine yer bularak ününü nesilden nesile aktaran ve hayran kitlesini büyüten Dodge Charger, hâlâ otomobil tutkunlarının en’leri arasında.
